Doğru Bilginin Ölçütleri Nedir?

Doğru bilgi nedir, nasıl elde edilir ve hangi koşullarda “doğru” sayılır? Felsefede bu soruya tek ve kesin bir yanıt yoktur; yine de öne çıkan başlıca ölçütler şöyledir:
1) Uygunluk (Correspondence) Ölçütü
Bir önermenin doğruluğu, gerçekliğe uygunluğu ile belirlenir. Önerme, sözünü ettiği varlığın durumunu olduğu gibi yansıtıyorsa doğrudur; yansıtmıyorsa yanlıştır.
Örnek: “Sınıfta on öğrenci var.” ifadesinin doğruluğu sınıfta gerçekten on öğrenci olup olmadığına bakılarak anlaşılır.
Not (doğruluk kontrolü): Bu yaklaşım klasik olarak Platon ve Aristoteles’e dek götürülür; modern biçimiyle “dil–dünya uyumu” vurgulanır.
2) Tutarlılık (Coherence) Ölçütü
Bir yargının doğruluğu, kabul edilmiş diğer önermelerle çelişmemesine dayanır. Burada tekil önermenin gerçeklikle ilişkisi yerine, tüm sistem içindeki uyumu önemlidir.
Örnek: Geometride aksiyomlar ve teoremler arasında çelişki olmaması beklenir.
Not: Bu ölçüt daha çok mantıksal/sistem içi doğruluğu öne çıkarır; tek başına olgusal doğruluğu garanti etmez.
3) Uzlaşım (Consensus) Ölçütü
Bir bilginin doğruluğu, akıl yürüten bir topluluğun ortak onayına bağlanır.
Örnek: “En iyi yönetim biçimi demokrasidir” yargısı, kimi yaklaşımlarda toplumun rasyonel tartışma sonunda vardığı ortak kanaate dayandırılır.
Not: “Çoğunluk ne diyorsa o doğrudur” gibi basit çoğunlukçuluk felsefede eleştirilir. Daha güçlü versiyonu, eleştirel–rasyonel tartışma koşullarında oluşan uzlaşıyı (ör. Habermas’ın iletişimsel akıl anlayışı; Peirce’te uzun erimli araştırmacı topluluğu) esas alır.
4) Apaçıklık (Clear and Distinctness) Ölçütü
Bir bilginin açık-seçik olup kuşku götürmemesi beklenir. Descartes’ın “Düşünüyorum, öyleyse varım” önermesi, zihnin doğrudan kavradığı, şüphe edilemez doğruluk örneğidir.
Not: Descartes’ta “açık” (zihne bütünüyle sunulmuş) ve “seçik” (başka şeylerle karışmayan) ayrımı esastır. Bu ölçüt daha çok temellendirici-sezgisel doğrular içindir; olgusal yargılar için tek başına yeterli olmayabilir.
5) Yararlılık / İşe Yaraması (Pragmatist) Ölçüt
Bir düşüncenin doğruluğu, pratikte işe yaraması ve sorun çözmesi ile sınanır.
Örnek: Kalp krizini önlediği iddia edilen bir ilacın doğruluğu, kontrollü uygulama sonuçlarıyla değerlendirilir.
Not (doğruluk kontrolü): Pragmatizm (Peirce, James, Dewey) “işe yararlığı” kör bir faydacılık değil, deneyim ve araştırma içinde kalıcı




